Apple, zihinle kontrol edilen iPhone teknolojisini başlatıyor!

Bu gelişme, insanla teknoloji arasındaki etkileşimde yeni bir dönemin kapısını aralıyor.

Apple, nöroteknoloji şirketi Synchron ile birlikte, iPhone ve diğer Apple cihazlarının yalnızca düşünce gücüyle kontrol edilebilmesini sağlayacak bir teknoloji üzerinde çalışıyor. Bu devrim niteliğindeki sistem, beyin-bilgisayar arayüzü (BCI) sayesinde fiziksel harekete ya da sesli komutlara gerek kalmadan cihazlarla etkileşim kurmayı mümkün kılıyor.

Motor yetisini kaybedenler için umut ışığı

Geliştirilen teknoloji özellikle ALS, felç ve omurilik yaralanmaları gibi nedenlerle motor becerilerini kaybeden bireylerin, Apple cihazlarını bağımsız şekilde kullanabilmesini hedefliyor. Kullanıcıların beynine yerleştirilen Synchron’un BCI sistemi, düşünceleri doğrudan dijital komutlara çevirerek iPhone, iPad ve Vision Pro gibi cihazların kontrolünü sağlıyor.

Synchron CEO’su Tom Oxley, bu iş birliğini şu sözlerle değerlendirdi:

“Bu gelişme, insanla teknoloji arasındaki etkileşimde yeni bir dönemin kapısını aralıyor. Apple, düşünceyi dokunma, yazma ve sesli komut gibi geleneksel giriş yöntemlerinin yanında resmi bir arayüz olarak kabul ediyor. Bu, yalnızca engelli bireyler için değil, geleceğin arayüz teknolojileri açısından da büyük bir adım.”

Ameliyatsız implant teknolojisiyle öne çıkıyor

Synchron’un beyin-bilgisayar sistemi, beyne doğrudan müdahale gerektirmeden, kan damarları üzerinden implante edilebiliyor. 2019 yılında kalıcı BCI sistemi için ilk klinik testleri başlatan şirket, bu alanda öncü konumda.

Synchron’un Ticari Direktörü Kurt Haggstrom, deneklerin en çok “iletişim kurmak” ve “yaratıcı olmak” istediklerini vurgulayarak şunları ekledi:

“İnsanlar için yaratıcılığın ve iletişimin yolu çoğu zaman Apple cihazlarından geçiyor. Apple’ın bu ihtiyacı görüp harekete geçmesi, erişilebilirliğe verdiği önemin açık bir göstergesi.”

Sadece tıbbi amaçlarla sınırlı kalmayabilir

Şu an için teknoloji motor yeti kaybı yaşayan bireylerin hayatını kolaylaştırmaya odaklanmış olsa da, ileride eğlence parkları ve deneyim merkezleri gibi alanlarda da kullanılarak, herkes için daha kapsayıcı ve erişilebilir deneyimlerin önünü açabilir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu